Hastane enfeksiyonları sağlık sisteminde yüklü harcamalara sebep olan hastalar arasında önemli bir mortalite ve morbidite nedenidir (Hall et al 2016).DSÖ verilerine göre sağlık hizmeti alan her 100 hastadan gelişmiş ülkelerde yedisi, gelişmekte olan ülkelerde ise 10‟u hastane enfeksiyonundan etkilenmektedir.
Uzun süreli tedavi, komplikasyonlar, uzun süren yatışlar ve yükselen maliyet sonucunda hastane enfeksiyonları, hastanın gereksiz bir şekilde acı çekmesine sebep olmakta ve sağlık sisteminde gereksiz mali yük oluşturmaktadır.
Hastane kaynaklı enfeksiyonların önlenmesi için başarılı kanıta dayalı yaklaşımlar oluşturulmalıdır. Hastane ortamı enfeksiyonların yayılımında rol oynamaktadır. Bu sebeple çevresel temizlik ve temizliğin değerlendirilmesi hastane kaynaklı enfeksiyonların önlenmesinde önemli role sahiptir (Hall at al 2016). CDC hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde personel eğitimi, denetimi ve geri bildiriminin gerekli olduğuna dikkat çekmektedir.
Ülkemizde Köksal ve arkadaşları (2014) yoğun bakım enfeksiyonlarını azaltmak, çevre ve yüzey temizliğine dikkat çekmek amacıyla yüzey temizliğini monitorize etmeyi planladıkları bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. 20 yataklı yoğun bakımda 14 sık dokunulan yüzey olmak üzere toplamda 189 yüzeyin dahil edildiği bu çalışmada floresan işaretleme jeli kullanılmıştır. Temizlik sonrası denetim yapılacağı bilgisi verilmeden ve sonrasında haber verilerek floresanlı ışık altında kalıntı incelemesi yapılmıştır. Temizlik durumlarının floresanslı jel ile değerlendirilmesinde haberli ve habersiz gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p=0,001). Haberli olarak yapılan değerlendirmede temiz alanların oranının daha yüksek olduğu görülmüştür. Köksal ve ark‟nın çalışmasında hizmet içi eğitim etkinliğini izlemek için temizliğin görünür bir yöntem ile denetimin gerekli olduğu sonucuna varılmıştır (Köksal ve ark 2016). Carling ve ark.(2008) 36 hastanede, 14 çok dokunulan yüzeyi floresan işaretleme yöntemiyle üç aşamada incelemişlerdir. İlk aşamada çalışma yapılacak olan yüzeyler belirlenerek işaretleme yapılmış, hasta taburcu olduktan sonra temizlik oranlarına bakılmış, ikinci aşamada ilgili idari personelle sonuçlar değerlendirilip, temizlik personeline eğitim sunusu yapılmıştır. 1.aşamada elde edilen sonuçlar eğitim sonunda personellerle paylaşılmıştır. Eğitim sonrası yüzeylerde tekrar inceleme yapılmış, 2. aşamada elde edilen sonuçlar, 3.aşamada personelle paylaşılmış, sonuçlara ilişkin performans geri bildirimi sağlanmış ve hastaneler sonuçların iyileştirilmesine yönelik faaliyetler düzenlemeye devam etmişlerdir. Yüzeylerin temizlenme oranı faz1 de %48 iken, faz2 de müdahale sonrası %61 e yükselmiştir. Verilen geri bildirimler neticesinde faz3 de temizlik oranı %77 olarak bulunmuş, temizlik ve dezenfeksiyon uygulamalarının geliştirilmesi için personel eğitimi ve geribildirimin önemli olduğu sonucuna varılmıştır (Carling et al 2008).Goodman ve ark. nın (2008) taburculuk sonrası 15 yüzeyde floresan işaretleme yöntemi kullandığı, altı yüzeyde VRE ve MRSA pozitifliğine baktığı, yoğun bakım ünitesinde yaptığı bir çalışmada müdahale öncesi ve sonrası karşılaştırılmıştır. Sonuçlara göre, temizlik oranı müdahale öncesi %44 den %71 e yükselmiş, MRSA ve VRE görülme oranı %45 den % 27 ye düşmüştür. Temizlik personeline verilen eğitimin ve floresan işaretleme yöntemiyle sağlanan geri bildirimin temizlik oranını arttıdığı, MRSA ve VRE görülme sıklığını azalttığı görülmüştür (Goodman et al 2008). Yapılan başka bir çalışmada florensan işaretleme yöntemi kullanılarak taburculuk sonrası hastanın çevresindeki yüzeylerin temizlenme oranlarına bakılmış, ilk aşamada %11 olarak kaydedilen temizlenme oranı eğitim sonrası %77 olarak bulunmuştur (Ng 2014). Florensan işaretmele yönteminin kullanıldığı Ramphal ve ark. nın (2014) yaptığı başka bir çalışmada ise üç ay boyunca temizlik oranlarına bakılmış, 1. ayda müdahale yapılmadan önce sonuçlar elde edilmiş, 2. ayda hemşireler ve temizlik personeline eğitim verilmiş, 3. ayda eğitimin devamı sağlanmıştır. Elde edilen üç aylık sonuçlarda temizlik oranları sırayla; %20, %49 ve %82 olarak bulunmuştur. Eğitimin devamlılığının personelde davranış değişikliği geliştirdiği görülmüştür (Ramphal et al 2014). Allen, Hall, Halton ve Graves‟in (2018) hastanelerde bir model paket oluşturarak çevresel hijyeni geliştirmeyi incelemişlerdir. Oluşturulan paketin içerisinde çevre hijyeninde hedefe yönelik eğitim, ürün kullanımı, temizleme teknikleri, geri bildirim ve iletişimi dahil etmişlerdir. Altı ay süren çalışmada oluşturulan model pakette yer alan bilgiler doğrultusunda eğitim verilmiştir. Floresan işaretleme yöntemini kullanılarak yapılan çalışmada öncesi ve sonrası elde edilen temizlik oranlarının %61 den %94‟e yükseldiği görülmüştür. Ancak hastane enfeksiyonu oranlarında istatistiksel anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Allen ve ark‟nın bu çalışmasında oluşturulan modelin, hastane temizliğini geliştirdiği ve personelin eğitimine katkı sağladığı sonucuna varılmıştır. Woltering ve ark. (2016) beş hastanede, floresan işaretleme yöntemi kullanarak yüzey temizliğini izlem ve eğitim ve prosedür kullanımını içeren müdahalelerle gelişimini izledikleri çalışmada, Müdahale öncesi genel temizlik oranının ise %34 olduğu, değerlendirilen alanlar arasında en iyi sonuçların ameliyathane (%58) ve yoğun bakımda (%61), en kötü sonuçların ise servislerde (%22) olduğu görülmüştür. Müdahale sonrası yaptıkları değerlendirmede ise öncesi genel temizlik oranının %69‟a yükseldiği, en fazla artışın servislerde görüldüğü bulunmuştur. Eğitim, prosedür kullanımı ve floresan işaretleme yönteminin hastanelerde enfeksiyon kontrolünün önemli bir parçası olabilecek ucuz ve etkili bir yöntem olduğu sonucuna varmışlardır (Woltering et al 2015). Ceriale ve ark nın (2015) yaptığı bir çalışmada da floresan işaretleme yönteminin etkili ve pratik bir yöntem olduğu, görsel izleme göre daha objektif veriler sağladığı ve mikrobiyolojik yöntemlere göre daha ucuz sonucuna varılmıştır (Ceriale et al 2015). Mevcut çalışma sonucunda, yapılan diğer çalışmalara paralel olarak tüm alanların temizlik oranlarının; eğitim öncesi (%46,5), eğitim sonrası (%71,5), haberli (%94,5) olarak yapılan değerlendirmede istatistiksel olarak anlamlı düzeyde arttığı belirlendi. Çalışma sonuçlarının literatürle uyumlu olduğu görüldü. Diğer çalışmalara ek olarak orta riskli alanlar ve yüksek riskli alanların temizlenme oranları arasında farklılık incelendiğinde, temizlik oranlarının eğitim sonrasında eğitim öncesine göre, haberli olarak gelinen zamandaki oranların eğitim sonrasına göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek olduğu görüldü (p
Uzun süreli tedavi, komplikasyonlar, uzun süren yatışlar ve yükselen maliyet sonucunda hastane enfeksiyonları, hastanın gereksiz bir şekilde acı çekmesine sebep olmakta ve sağlık sisteminde gereksiz mali yük oluşturmaktadır.
Hastane kaynaklı enfeksiyonların önlenmesi için başarılı kanıta dayalı yaklaşımlar oluşturulmalıdır. Hastane ortamı enfeksiyonların yayılımında rol oynamaktadır. Bu sebeple çevresel temizlik ve temizliğin değerlendirilmesi hastane kaynaklı enfeksiyonların önlenmesinde önemli role sahiptir (Hall at al 2016). CDC hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde personel eğitimi, denetimi ve geri bildiriminin gerekli olduğuna dikkat çekmektedir.
Ülkemizde Köksal ve arkadaşları (2014) yoğun bakım enfeksiyonlarını azaltmak, çevre ve yüzey temizliğine dikkat çekmek amacıyla yüzey temizliğini monitorize etmeyi planladıkları bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. 20 yataklı yoğun bakımda 14 sık dokunulan yüzey olmak üzere toplamda 189 yüzeyin dahil edildiği bu çalışmada floresan işaretleme jeli kullanılmıştır. Temizlik sonrası denetim yapılacağı bilgisi verilmeden ve sonrasında haber verilerek floresanlı ışık altında kalıntı incelemesi yapılmıştır. Temizlik durumlarının floresanslı jel ile değerlendirilmesinde haberli ve habersiz gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p=0,001). Haberli olarak yapılan değerlendirmede temiz alanların oranının daha yüksek olduğu görülmüştür. Köksal ve ark‟nın çalışmasında hizmet içi eğitim etkinliğini izlemek için temizliğin görünür bir yöntem ile denetimin gerekli olduğu sonucuna varılmıştır (Köksal ve ark 2016). Carling ve ark.(2008) 36 hastanede, 14 çok dokunulan yüzeyi floresan işaretleme yöntemiyle üç aşamada incelemişlerdir. İlk aşamada çalışma yapılacak olan yüzeyler belirlenerek işaretleme yapılmış, hasta taburcu olduktan sonra temizlik oranlarına bakılmış, ikinci aşamada ilgili idari personelle sonuçlar değerlendirilip, temizlik personeline eğitim sunusu yapılmıştır. 1.aşamada elde edilen sonuçlar eğitim sonunda personellerle paylaşılmıştır. Eğitim sonrası yüzeylerde tekrar inceleme yapılmış, 2. aşamada elde edilen sonuçlar, 3.aşamada personelle paylaşılmış, sonuçlara ilişkin performans geri bildirimi sağlanmış ve hastaneler sonuçların iyileştirilmesine yönelik faaliyetler düzenlemeye devam etmişlerdir. Yüzeylerin temizlenme oranı faz1 de %48 iken, faz2 de müdahale sonrası %61 e yükselmiştir. Verilen geri bildirimler neticesinde faz3 de temizlik oranı %77 olarak bulunmuş, temizlik ve dezenfeksiyon uygulamalarının geliştirilmesi için personel eğitimi ve geribildirimin önemli olduğu sonucuna varılmıştır (Carling et al 2008).Goodman ve ark. nın (2008) taburculuk sonrası 15 yüzeyde floresan işaretleme yöntemi kullandığı, altı yüzeyde VRE ve MRSA pozitifliğine baktığı, yoğun bakım ünitesinde yaptığı bir çalışmada müdahale öncesi ve sonrası karşılaştırılmıştır. Sonuçlara göre, temizlik oranı müdahale öncesi %44 den %71 e yükselmiş, MRSA ve VRE görülme oranı %45 den % 27 ye düşmüştür. Temizlik personeline verilen eğitimin ve floresan işaretleme yöntemiyle sağlanan geri bildirimin temizlik oranını arttıdığı, MRSA ve VRE görülme sıklığını azalttığı görülmüştür (Goodman et al 2008). Yapılan başka bir çalışmada florensan işaretleme yöntemi kullanılarak taburculuk sonrası hastanın çevresindeki yüzeylerin temizlenme oranlarına bakılmış, ilk aşamada %11 olarak kaydedilen temizlenme oranı eğitim sonrası %77 olarak bulunmuştur (Ng 2014). Florensan işaretmele yönteminin kullanıldığı Ramphal ve ark. nın (2014) yaptığı başka bir çalışmada ise üç ay boyunca temizlik oranlarına bakılmış, 1. ayda müdahale yapılmadan önce sonuçlar elde edilmiş, 2. ayda hemşireler ve temizlik personeline eğitim verilmiş, 3. ayda eğitimin devamı sağlanmıştır. Elde edilen üç aylık sonuçlarda temizlik oranları sırayla; %20, %49 ve %82 olarak bulunmuştur. Eğitimin devamlılığının personelde davranış değişikliği geliştirdiği görülmüştür (Ramphal et al 2014). Allen, Hall, Halton ve Graves‟in (2018) hastanelerde bir model paket oluşturarak çevresel hijyeni geliştirmeyi incelemişlerdir. Oluşturulan paketin içerisinde çevre hijyeninde hedefe yönelik eğitim, ürün kullanımı, temizleme teknikleri, geri bildirim ve iletişimi dahil etmişlerdir. Altı ay süren çalışmada oluşturulan model pakette yer alan bilgiler doğrultusunda eğitim verilmiştir. Floresan işaretleme yöntemini kullanılarak yapılan çalışmada öncesi ve sonrası elde edilen temizlik oranlarının %61 den %94‟e yükseldiği görülmüştür. Ancak hastane enfeksiyonu oranlarında istatistiksel anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Allen ve ark‟nın bu çalışmasında oluşturulan modelin, hastane temizliğini geliştirdiği ve personelin eğitimine katkı sağladığı sonucuna varılmıştır. Woltering ve ark. (2016) beş hastanede, floresan işaretleme yöntemi kullanarak yüzey temizliğini izlem ve eğitim ve prosedür kullanımını içeren müdahalelerle gelişimini izledikleri çalışmada, Müdahale öncesi genel temizlik oranının ise %34 olduğu, değerlendirilen alanlar arasında en iyi sonuçların ameliyathane (%58) ve yoğun bakımda (%61), en kötü sonuçların ise servislerde (%22) olduğu görülmüştür. Müdahale sonrası yaptıkları değerlendirmede ise öncesi genel temizlik oranının %69‟a yükseldiği, en fazla artışın servislerde görüldüğü bulunmuştur. Eğitim, prosedür kullanımı ve floresan işaretleme yönteminin hastanelerde enfeksiyon kontrolünün önemli bir parçası olabilecek ucuz ve etkili bir yöntem olduğu sonucuna varmışlardır (Woltering et al 2015). Ceriale ve ark nın (2015) yaptığı bir çalışmada da floresan işaretleme yönteminin etkili ve pratik bir yöntem olduğu, görsel izleme göre daha objektif veriler sağladığı ve mikrobiyolojik yöntemlere göre daha ucuz sonucuna varılmıştır (Ceriale et al 2015). Mevcut çalışma sonucunda, yapılan diğer çalışmalara paralel olarak tüm alanların temizlik oranlarının; eğitim öncesi (%46,5), eğitim sonrası (%71,5), haberli (%94,5) olarak yapılan değerlendirmede istatistiksel olarak anlamlı düzeyde arttığı belirlendi. Çalışma sonuçlarının literatürle uyumlu olduğu görüldü. Diğer çalışmalara ek olarak orta riskli alanlar ve yüksek riskli alanların temizlenme oranları arasında farklılık incelendiğinde, temizlik oranlarının eğitim sonrasında eğitim öncesine göre, haberli olarak gelinen zamandaki oranların eğitim sonrasına göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek olduğu görüldü (p
Yorumlar
Yorum Gönder